12 Temmuz 2012 Perşembe

Pink Martini Konseri - Ankara, Temmuz 2012

Kendi içimizde çeşitli ufak aksaklıklarla başladık Pink Martini konseri maceramıza. Ankara'nın mükemmel yaz trafiği dolayısıyla konser başlama saatine çok az kala yetişebildik konsere. "Nasıl olsa yaz, Ankara'nın genç kitlesi ya evlerine döndüler, ya da tatildedirler. Çok yoğun bir talep olmaz konsere" diye düşünüyor, avutuyorduk kendimizi. Tabii tüm avuntularımız Yüzüncüyıl pazarına gelmemizle darmaduman oldu; daha oradan araba ve insan kalabalığı başlıyordu. Neyse ki kapıda biletini internetten alıp bastırmayı bekleyen (herhalde 200-300 civarı vardı) insanların önüne geçerek (biletini önceden bastırmış olaraktan) direk salona girebildik. ODTÜ Vişnelik Çim Anfisi tıklım tıklımdı ve biz çok şanslı insanlar olaraktan en önlerde, başkalarının oturmayı tercih etmediği, zemini çok düzgün olmayan bir noktaya yerleştik. Rahatsızlığımız 10-15 dakika sürdü çünkü 3. şarkıda solist ablamız herkesi ayağa davet etti ve biz de en ön sıralardaki yerimizi aldık.

Konsere "Amado Mio" ve ardından "Quizas Quizas Quizas" şarkılarıyla başladılar. İlk şarkılar normalde alışık olduğumuz tempolarından biraz daha yavaştı. Ardından solist ablamız Storm Large hepimizi dansa davet etti (bu şarkıyı tam hatırlayamadım ama önümüzde dans eden abiyi düşünerek bir salsa parçası olduğu hissiyatındayım). Ardından günün ilk harika süprizi geldi: Üsküdar'a Gideriken! Storm ablam, ne kadar bazı noktalarda telafuzu, anlaşılmayacak kadar bozulsa da genellikle hem anlaşılır derecede akıcı, bir o kadar da güzel söyledi. Bizim alışık olduğumuz Türk Sanat Müziği havasından çok (sanıyorum ki şarkının aslına uygun olarak) Balkan müziği havasında çaldılar şarkıyı ve bizi mest ettiler. Üst üste harika parçalar çalarlarken grubun kurucusu, piyanist abimiz Thomas Lauderdale sıradaki şarkıyı söyleyecek bir abiden bahsetti, öyle ki abimizin bir wikipedia sayfası var: http://en.wikipedia.org/wiki/Ari_Shapiro Hem Tom abinin, hem Wikipedia'nın söylediğine göre kendisi Beyaz Saray'da hava durumu sunucusuymuş. Kendisi Storm ablamızla, yanlış hatırlamıyorsam ayrılıp giden bir adamın gidişini kadının, dönüşünü erkeğin ağzından anlatan 2 şarkıdan oluşan "And then you are gone" ve "But now I'm back" şarkılarını seslendirdiler. Ardından yeni bir süpriz ile "Aşkın Bahardı" ile coşturdular seyirciyi. Öyle ki şarkı bittiğinde çılgın bir alkış tufanı koptu. Konserin en güzel süprizi ise sondan bir önceki şarkıda geldi. 11 yaşında küçük bir kız, Yasemin, sahneye çıktı ve "Una Notte a Napoli" şarkısında Pink Martini'ye eşlik etti.



Konser beklediğimizden erken bitti, fakat gerek süprizleri, gerek harika sahne şovlarıyla, zaten kendilerinin de harika bir grup olması dolayısıyla enfes bir akşam yaşattı bize Pink Martini. Konser boyunca da sürekli tekrarladıkları, facebook resimlerinde de tekrarladıkları üzere Türkiye seyircisi kendilerinin favorilerindenmiş, Türkiye konserleri hep bambaşka geçermiş. Sanıyorum ki karşılıklı bir sevgi bu; konser bitiminde sanatçılar sahneden indikten sonra, teknik ekipten bir abimiz sahneyi toplarken bile hala alkışlamalar devam ediyordu.

2 yorum:

  1. Özellikle bence Splendor in the Grass albümlerinde yer alan 'And then you're gone' ve 'But now I'm back' parçalarını Storm Large ve Ari Shapiro mükemmel söylediler. Kısa ve yetmeyen dinletide böyle küçük güzellikler mutlu etti.

    YanıtlaSil
  2. Ek olarak, grup üyelerinin her birinin gerçekten yetenekli ve müzikten anlayan insanlar olduklarını düşünüyorum, öyle ki parçalar değiştikçe çaldıkları enstrümanlar da değişti, kimi şarkıda asıl solist şarkıyı söylerken bir sonrakinde, önceki parçada bir enstrüman çalmış olan başka bir yetenek parçanın tamamını okudu. Piyanistin aynı anda başarılı bir sunucu olduğunu da eklemeden geçemeyeceğim. Buna ek olarak, ekibin yine tüm üyelerinin konser boyunca hem keyifli hem de dinleyicilere karşı saygılı ( konser süresi boyunca ceket düğmeleri ilikliydi:)) bir tutum içinde olmalarıyla da ayrı bir yer edindiler gönlümde.

    YanıtlaSil