Bağımsız 'Indie' oyunlar artık yıllara damgasını vuracak düzeye ulaşmayı başarıyorlar. Yüksek bütçeli prodüksiyonların aksine, ince düşünülmüş hikayesi veya oynanışı ile oyuncuyu tam kalbinden vurmayı başaran çok az sayılı oyun var dışarıda. Belki de en güzel başlangıç 2008 yılında Jonathan Blow tarafından geliştirilen Braid ile olmuştu. Mükemmel oynanışı, harika atmosferi ve hikayesi ver inanılmaz Soundtrack'iyle ne olduğunu anlamadan yüzümüzde patlamıştı oyun. Hala gözümde oynadığım en etkileyici oyunlardan biri olmasının yanında Soundtrack'ini zevkle dinlemeye devam ediyorum. 2009 yılında Amanita Design tarafında geliştirilen Machinarium ise o senenin en akılda kalıcı oyunu olmayı başarmış, steam-punk'ın kıyısından gezip, gotik havasını koruyan atmosferi ve eğlenceli hikayesi ve bulmacalarıyla oyunculardan tam puan almıştı. O senelerde uzun zaman Machinarium ile uğraştığımı hatırlıyorum.
2010 yılına bakıldığında akla gelen isim benim için illa ki Super Meat Boy. Team Meat'in geliştirdiği oyun, Platform oyunlarına tamamen saygı duruşunu belli edip, üzerine bu saygı çerçevesinden birçok şey eklemişti. Hatta o kadar çok şey ekledi ki, oyun çıldırtacak derecede zor; ama komik hale geldi. Hala 1250'nci kere denediğim yeri saçma sapan gülme krizleriyle geçiştirmeye çalışıyorum oyunu oynarken. Çok eğlendirmişti.
2011 yılında ise en çarpıcı oyunlardan biri Limbo. Daha sonraları Emo kızların oyuncağı olan, 'Yağ çok duygusal oyun!' laflarını duyduğumuz şansız oyun, gariptir o kızların dediği gibi gerçekten başarılı. Ucu açık hikayesi, etkileyici sunuşu ve basit oynanışıyla oyunseverlerin bir saatte bitireceği (Emo kızların aylarca oynadığı) hoş bir öykü. Saatlerce olmasa da, 15-20 dakika sonu hakkında muhabbet etmeye zorlamıştı bizi Limbo.
2012 yılını bitirirken de bu sene gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki en tatlı bağımsız yapım Unmechanical. Limbonun karanlıklığını, Braid'in özgünlüğünü, Machinarium'un tarzını ve Meat Boy'un pratikliğini içinde toplamaya çalışan bir oyunu andıran Unmechanical özünde çok basit ve eğlenceli.
Öğrenci projesi olarak başlamış Unmechanical. Daha sonraları 'Beyler iş ciddiye bindi.' lafıyla olaylar gelişmiş ve evimize kadar girmiş. Oyun yapısı itibari ile platform-puzzle kırması denebilir bir şekilde.
2.5D klasına giriyor oyun. 2.5D, 3 boyutlu bir uzayda, sadece tek bir düzlemde 4 yöne gidebildiğiniz bir koridorun olması olarak düşünülebilir. Bu olayları çok kolaylaştırırken, arkaplanda olan biteni de incelemek için harika bir şans veriyor.
Ortalama bulmacaları, kısa süren oyun zamanı oyuncuyu düşüren etkenler olsa da, harika tarzı, güzel atmosferi, mükemmele yakın Sountrack'i ile benim için 2012'den akılda kalacak bir oyun oldu kendileri. Oyunun fragmanını zaten siz bulursunuz, o yüzden soundtrack'ten 'Ana tema'yı ekliyorum sona.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder