2 Ocak 2018 Salı

Devletin Manevi Şahsiyeti - Mümtaz Mehmet Tütüncü

"Türkiye'den neden bilimkurgu çıkmıyor?"

Aslında çıkıyor. Sadece çıkanın reklamı çok/yeterince yapılmıyor. Belki bir de az sayıda çıkıyor. Tabi Philip K. Dick, Ray Bradbury gibi yazarların yeşerdiği, düzenli bilimkurgu öyküleri yayınlayan aylık dergiler yok, çıkanlar tutmadan kapanıyor (Yabani dergi, Rodeo Strip, vb. dergilerde bilimkurgu öyküleri yayınlanıyordu ama dergilerin hiçbiri yayın hayatını yıllarca sürdüremedi). Hal böyleyken yerli bilimkurgu(vari) yazarlara denk gelmek için biraz şanslı olmak gerekebiliyor. Ben şanslıydım ve bir gün kitaplarla ilgili bir yazıyı okurken "Küheyli Buharlan" a denk geldim. Kitabı çok beğeneceğim ön yargısıyla okudum, ön yargılarımdan bağımsız bir şekilde kitabı çok beğendim ve Mümtaz Mehmet Tütüncü'nün tüm kitaplarını almaya karar verdim (öncesinde de burada kitapla ilgili birkaç yorum yazar gibi yapmıştım). Tabi çok uzağa gidemedim, çünkü yazarın "Küheyli Buharlan" haricinde tek kitabı "Devletin Manevi Şahsiyeti" (DMŞ) idi (hala da öyle).

DMŞ, 4 adet öyküden oluşan bir kitap. Öykülerden ilki, bir çeşit siyasi taşlama tadında DMŞ isimli öykü. "Dil Dil Dediğimiz Dile Gelseydi Eğer" isimli radyo programında, gelen bir soru üzerine DMŞ kavramı irdeleniyor. Birey ile devlet arasında kurulan paralelliklerle bir devletin psikolojisi irdeleniyor. Enfes bir bilimkurgu öyküsü olan ikinci öykü de ise zamanda yolculuk konusunda deneyler yapan bilim adamının günlükleri söz konusu. Yukarıda yazdıklarımı bana yazdıran, "nasıl yerli bilimkurgu çıkmıyor, bal gibi de çıkıyor işte" diye düşündürten bu öykü oldu. Üçüncü öykü yine radyo programında bu sefer "optimal ömür uzunluğu" kavramının ne olduğu irdeleniyor. Bu seferki öykü bilimkurgu değil, daha çok bilim parodisi tadında, iki mafya ailesi arasındaki kapışmayı anlatıyor. Son öykü ise kitabın kalanından tamamen bağımsız (hatta kopuk denebilir), bir kabadayının kahvehaneye çırak girmesinden başlayarak yüksele yüksele mahallenin kontrolünü ele geçirmesini anlatan, bir nevi dürüst, adaletli, çalışkan Scarface hikayesi. Bir yandan da ufak bir devlet yapılanması simülasyonu, adalet kurumlarının, kolluk güçlerinin, vergi memurlarının, vb. hangi ihtiyaçlara cevaben kurulduklarını, ne tür düzenlemelere ihtiyaç duyduklarını, ne tür işlevlere sahip olduklarını basit bir şekilde anlatıyor.

Keyifle okunan ortadaki iki öyküsü, okurken sıkmayan ama diğer ikisinden bir tık daha az akılda kalan iki öyküsü ile DMŞ toplamda oldukça güzel bir kitap. Mümtaz Mehmet Tütüncü'nün kitaplarının devamının gelmesi şimdilik en büyük temennilerimizden.