2 Mart 2012 Cuma

La Leggenda di Kaspar Hauser

Aslında bu aralar Pagan'a hiç yazmak içimden gelmiyor. Kendi bloguma olabildiğince ağırlık verdim bir süredir. En son Tilda Swinton'un 'We need to talk about Kevin'ı ya da Joesph Gordon Levitt'in 'Brick'i hakkında yazmak aklımdan geçiyordu ama erteledim. Şimdi elimde güzel malzemeler var çünkü !f Ankara Film Festivali dün itibari ile başladı. E.D.'nin tavsiyesi üzerine ilk günüme değişik postapocalyptic duygusal film Bellflower'ı koymuştum fakat hastalığım filmi görmeme izin vermedi. DVD'sine kaldık artık. İkinci günümde inat edip yataktan kalktım ve bu sefer gidip programıma koyduğum bütün filmlerin biletlerini aldım. İlk adım Kaspar Hauser Efsanesi idi. 

Kaspar Hauser aslında gerçekten yaşamış bir kişi. Hikayesini kabul etmeyen birçok kişi de varmış okuduğum kadarıyla. 1828 yılında bir anda Almanya Nuremberg'te ortaya çıkan Kaspar, onu bulan kişilere sadece 'Babam gibi bir şovalye olmak istiyorum!' ve 'At!' kelimelerini sayıklıyormuş. İlk önceleri ormanda yaşadığı düşünülen Kaspar, kısıtlı kelime dağarcığı ile bütün hayatı boyunca karanlık bir odada yetiştiğini söylemiş. Ünlü bir şovalye olan babası gibi olmak istediğini sürekli söyleyen arkadaş, ona inananlar ve inanmayanlar olarak şehri ikiye ayırmış. Düzeni ve huzuru bozduğu iddialarıyla sürekli tehdit edilen Kaspar, 1833 yılında şüpheli bir biçimde ölmüş.

La Leggenda di Kaspar Hauser aslında bu hikayenin direkt bir yansıması. Nuremberg yerine İtalya'da Sardegna adası, Kaspar yerine de yine Kaspar Hauser isminde denizden gelen, adidas elbiseler giyen, ucu bir yere takılı olmayan kocaman Sony kulaklıklar takan, göğsünde kocaman KASPAR HAUSER yazan sarışın bir kadın var. Adaya döneceği inanılan ve efsane olan Kaspar sonunda adaya gerçekten gelir ve   adanın şerifi tarafından sahilde bulunur. Kaspar'a inancı sonsuz olan Şerif, onu eğitmeye başlar. Adadaki diğer karakterler olan Düşes, fahişe, öcü, katırcı, hizmektar ve pederin teker teker Kaspar ile karşılaşmasını ve karakterlerin inandıkları olguların analizlerini Kaspar üzerinden görmekteyiz film boyunca. 

İnsan merakının, usdışı ile birleşmesinden Absürdlük oluşur der Albert Camus Sisifos Söyleni'nde. Düşünülmemiş şeyleri akla getirmekle ve bağdaştırmakla anlamsızlığı ve uyumsuzluğu yaratan insanoğlu, yine bu olguya oldukça yabancılaşır. Absürdlük zamansızdır kendisi aynı zamanda. Buna kesinlikle katılıyorum. İşte Kaspar Hauser Efsanesi de bu cümlelere katılır cinsten. Müthiş derecede eğlenceli bir absürdlüğe sahip film, her tarafıyla düşünülmesi ve keşfedilmesi için kucak açıyor izleyiciye. Elbette bu uyumsuzluk herkese göre değil, zira ben ilk otuz dakikada beş kişi saydım sinema salonunu terkeden. Sevenler için ise tam bir mücevher film, çok eğlendim ben izlerken.

Çok konu hakkında bilgi verip konuşmak isterdim ama durumun bütün zevki kaçabilir. O yüzden gidin görün demekten başka bir çarem yok. Vitalic'in muhteşem elektro müzikleri de filmin bonusu. Post modern western örneği görmek istiyorsanız, bence güzel bir şans. 

Kişisel not: Uzun zamandan sonra el hareketiyle beraber Che cazzo vuoi!? lafını duydum ya, 'Evet lan işte budur.' dedim.

Kişisel not 2: Filmin ortasında altyazının bozulması, stres yapan laptop başındaki arkadaş, laptop'a koşan başka bir arkadaş ve 3.5 dakikalık altyazının gitmesiyle bu iki arkadaşa dönen kafaları da gördüm ya, bir daha 'Evet lan işte !f Ankara budur.' dedim.

Filmin Fragmanı;


Kaspar Hauser hakkında bilgi;

http://en.wikipedia.org/wiki/Kaspar_Hauser


4 yorum:

  1. den den yazdıklarınıza katılıyorum.
    Absürdlük,müzikler ve tamamen içten gelen danslar iyiydi.İnsanın ritim tutmadan durması zor.Sanırım hikayenin orjinali(anlamak adına:)için 1993 tarihli filmi izlemek gerekli,izlediniz mi?(profil seçmek zorunda kalmadan dışardan yorum yapmaya açık olsaydı keşke blog:)

    YanıtlaSil
  2. Herzog'un belgeseli bahsediliyorsa, izlemedim. Hauser'i ilk defa tanıyan bir kişi olarak yorum yaptım. (Blog'a üye olmanın bence hiçbir götürüsü yok, amaç burada oturup konuşmak, farklı fikir alışverişinde bulunmak, ki şu anda olan durum onu gösteriyor.)

    YanıtlaSil
  3. Esas fragmandaki müzik beni benden aldı, ama filmi izlemek sanırım umut dolu başka yarınlara kalıyor.

    YanıtlaSil
  4. http://soundcloud.com/vitalicofficial/kasparhouser-preview

    parçayı çok aradım hatta geçtiği albumu de indirdim ama bu hali yoktu maalesef serdarcım hiç biyerde bunun dışında..

    yalnız burak iyi ki son saniyede bu filme yetişmiş ve izlemişim =)

    dipnot: google da bu konuyla ilgili bi arama yaptığımda kendi bloğumuzu(nasıl da üstlendim yalnız) görmem ve benim linke dikkat etmeden açmam ve tekrar bu sayfaya dönmem de ilginç oldu.

    YanıtlaSil