29 Ekim 2011 Cumartesi

Luxus (Oriental Blues)

Öncelikle; benim anlatabileceklerimden çok daha fazlası için: http://www.luxusorientblues.com/


2000'li yılların ortalarında, öyle birkaç arkadaşın bir araya gelip müzik çalması değil de solistleri Alper Bakıner'in çalışması, tasarımı üzerine bir araya gelmiş bir grup Luxus. İstanbul'da, Olimpos'ta falan çeşitli barlarda çaldıktan sonra, sanırsam 2008 yılında ilk albümleri "Acayip Şeyler" i çıkarmışlar.

Abilerim (ve ablam) baya hesaplı bir iş çıkartıyorlar. İlk albümlerinde bilinen, sevilen 4 parçanın yorumuyla bir tanıtım yapmışlar. Çok net duyan herkesin eşlik edeceği "Neden Saçların Beyazlamış Arkadaş" en öne çıkan parçalarından. Ardından bir Müslüm Gürses yorumu olarak "Yuvasız Kuş", harika bir türkü, mükemmel bir çilingir sofrası şarkısı olarak "Haydar Haydar" ve albümün son şarkısı olaraktan "Üsküdar'a Gideriken" her biri şarkının tadını bozmadan blues tonlarında yorumlanmış, çok başarılı şarkılar olmuş.




Öte yandan kendi besteleri de en az yorumları kadar başarılı. Hele ki albüme ismini veren, ilk klip parçaları "Acayip Şeyler" direk grubu özetliyor. Anlamlı gibi gözüken absürd sözler (anlamlı gibi derken; anlamsız değil. :D Yanlış anlaşılmasın), oriental çalgılar (klarnet, keman) ve blues çalgıları (bateri, gitar, bas gitar) -bir de akordeon var da onu nereye koyayım bilemedim-, ve çok başarılı bir sentez. Acayip Şeyler'den sonra bence en akılda kalıcı olarak da "Zonk" geliyor. Özellikle "Ben meraklı bir insanım, bu kadın milleti laftan niye anlamıyor..." şeklindeki nakaratı beylerimizin sık sık ağzına takılmaya aday.




Kendilerini "Uzak olsun bizden yüzü asık tıngırtılar... Biz; son kalan kar birikintisini düşüzmeye yatak yapmış iki çılgın kedi için çalarız yalnızca... ve lakin herkes bundan sebeplenir..." şeklinde tanıtan grup, "Bu sabah kızgın bir ejderha gördüm, evimin bahçesinde...", "şirin baba bunalmış dünyadan, biz nasıl yaşayalım", "Hanginiz gördünüz önceden mavi kafalı bir fil" şeklinde sözlerle dinlemesi çok zevkli bir ilk albüm yapmışlardı. Duyduk ki bu aralar ikinci albümleri de yayınlanmış. "Bi Lareya" isimli ikinci albümleri "Ada Sahilleri" haricinde galiba tamamen kendi şarkılarından oluşuyor. Sitelerinde verdikleri örneklere dayanarak en az ilki kadar güzel bir albümle karşı karşıya olduğumuzu iddia etmek çok da yanlış olmaz. Ve yayınladıkları her albümün de birbirinden güzel olacağının izleri de mevcut. Dinleyiniz. 

1 yorum:

  1. Albümü dinledim de, bazı bakımlardan ilki kadar başarılı durmuyor. İlk olarak kapak ve albümün iç tasarımı pek bir basit, amatör duruyor. İkincisi şarkı sözleri ilk albümdekiler kadar vurucu değil. Konu mantıklı, mantıksız olması değil; ama insan "ben meraklı bir insanım, bu kadın milleti laftan niye anlamıyor" gibi, ya da yazıda alıntıladığımkiler gibi şarkı sözlerinden sonra yine uçuk ve vurucu bir şeyler bekliyor. Hele hele albüme ilk şarkıdan "sistematik bebeğim" diye girince pek bir itici geliyor.

    İyi şarkılar var yine, özellikle saksafoncu bayan ablamın solistliğini yaptığı "sen bunu al felek" ve ilk albümdeki "mafyatik romantik" in devamı niteliğinde "mafyatik romantik - meram" pek bir iyi olmuşlar. "Bi Lareya" da müzikal bakımdan doyurucu denebilir, hareketli, neşeli en azından. Öteki şarkılar çok fazla aklımda kalmadı, net bir fikir oluşturmak için daha pek çok kereler dinleyip akılda kalmalarını sağlamak lazım. Ama ilk albümdeki şarkıların büyük çoğunluğunun ilk birkaç dinlemeden sonra akılda kaldığını göz önünde bulundurunca... Tabii bunda ilk albümdeki şarkıların büyük çoğunluğunun yorum olması, bu albümdekilerin ise çoğunun beste, sadece "Ada Sahilleri" nin yorum olmasının etkisi büyük olabilir.

    "Ada Sahilleri" de fena sayılmaz. Tabii ilk albümdeki "Üsküdar" ile karşılaştırınca o da ilk albümün gölgesinde kalmış ama kendi başına değerlendirince güzel bir şarkı olmuş.

    Son söz olarak; sen bunu al felek...

    YanıtlaSil