2 Kasım 2011 Çarşamba

Bunraku (2010)

Yönetmen: Guy Moshe
Yazan: Guy Moshe, Boaz Davidson
Oyuncular: Josh Hartnett, Woody Harrelson, Demi Moore, Ron Pearlman, Gackt

Japonya'daki kukla tiyatrosuna verilen isimmiş Bunraku. 400 yıllık bir gelenekte 1.5 metrelik kuklalar, siyah kıyafetler sayesinde farkedilmeyen adamlar tarafından oynatılırmış, böylece hikaye anlatılırmış.

Filmimiz bir çeşit alternatif gelecekte geçiyor. Yıkımlar, savaşlardan sıkılan insanlar gelecekte silahları bırakırlar. Artık kimse ateşli silahlar kullanmamaktadır. Sadece sopalarla, kılıçlarla, baltalarla öldürürler birbirlerini; bombalar, füzeler, tabancalar tamamen yok olmuştur. Aslında hikayenin giriş bölümünde olayların böyle gelişmiş olduğunu söylemese hikayenin gelecekte geçtiğine ilişkin hiçbir iz yok. Zamansız bir hikaye denebilir; belki retro-fütirist desek olur.





Hikayeyi çok fazla anlatmaya lüzum yok. Zaten filmin ilgi çeken, ön plana çıkan noktası değil hikaye. Ana karakterlerle tanıştığımız anda (ilk 10-15 dakika sanırsam) nasıl bir hikaye olacağı, neler olacağı çok belli. Şehri kontrol eden çok güçlü kötü adam ve şehre yeni gelen 2 güçlü, ilginç yabancı...

Hikayeyi irdeleme sorunsalından kurtulduktan sonra enfes bir ziyaret kalıyor geriye. Özellikle "Sin City" ile birlikte son zamanlarda yükselişe geçen "çizgiroman estetiğindeki filmler" fursayına dahil edilebilinecek, ve bu furyanın en başarılı örneklerinden biri gösterilebilinecek bir film Bunraku. Atmosfer, karakterler, sahneler arası geçişler, müzik, ses efektleri... Hele ki Final Fight tarzı (bknz. beat'em up oyunları) bir sahne var ki, her anında, her ayrıntıyı bağıra çağıra anlattık birbirimize izlerken. Filmin bu yönden (çizgiroman estetiği) benzerlerinden (Sin City, 300, Scott Pilgrim, vs.) en büyük farkı ise bir çizgiroman uyarlaması olmaması. Direk film olarak yazılmış, çizilmiş ve oynanmış.

Kaçırılmaması gereken bir film. Bazı sahneleri oturup tekrar tekrar izlenecek kıvamda; ki her izlemede de büyük bir görsel şölen sunmaya aday.

4 yorum:

  1. Abi çok önceleri afişini gördüğümde fragmanını izleme gereği bile duymamıştım, önyargı böyle birşey olsa gerek.

    İzleyelim sen öyle diyorsan.

    YanıtlaSil
  2. Afişini başarılı bulduğumu söyleyemem açıkçası ben de. Farkettiysen asıl afişini kullanmadım bile zaten. :) Ben ilk fragmanı izlemiştim ve bildiğin evde seremoni haline getirdik bu filmi. Sağolsun Efe bekledi beni, uygun bir vaktim olsun da birlikte izleyelim diye.

    YanıtlaSil
  3. Hakkatten ilginçmiş, değişik gözüküyor. İzleyelim harbiden.

    YanıtlaSil
  4. The spirit'i falan izlemeye zaman ayridiysaniz su hayatinizda bu filme icin ayrimaniz kesinlikle gerekiyor. Hani yanlis anlasilma olmasin aralarinda kiyaslama bile yapmiyorum, cok guzel bi Cizgi roman atmosferini yakalayibilmisler, gorsellik mukemmel, eglendirici. Ilgili olan kesinlikle izlemeli.

    YanıtlaSil