6 Şubat 2012 Pazartesi

Melis Danişmend

Bilenler önce "Üçnoktabir" grubundan tanımışlar kendisini. Ben "Üçnoktabir" i "Barda" filminin film müziklerinden duymuştum. Oradaki şarkıları "Dediler ki" grubun öteki şarkılarını merak ettirecek kadar iyi değildi bence. Sonradan dönüp bakındım biraz; Sertab Erener'in "İncelikler Yüzünden" şarkısını çok güzel yorumlamışlar. Onun haricinde "üçnoktabir" günlerinden ağıza takılır bir şarkı yok gibi. Kendisi bu arada Vizyon Dergisi ve Radikal gazetesinde gazetecilik yapmış. Sonra da Rolling Stone dergisinde çalışmaya başlamış.


Sonrasında 2010 yılında "Daha Az Renk" adında ilk albümü yayınlanmış. Ben ilk defa "Bin Doz Öfke" şarkısı ile duymuştum ismini; Üçnoktabir'in solisti olduğunu ondan sonra öğrendim. "Bin Doz Öfke" yi baya beğenip, kendisinin müzikle geçmişinin de başarılı olduğunu görünce albümünü almıştım. İlk dinleyişte 1-2 şarkı öne çıkıyor, öteki şarkıları akılda kalmıyor bile. Fakat zamanla, dinledikçe, alıştıkça tüm şarkılara ısınıyor insan (Hani Dolapdere Big Gang ilk dinlediğinde pek bir eğlenceli, ilginç gözükür de birkaç dinlemeden sonra bıktırır da insan şarkıların asıllarını özler ya, onun tam tersi bir etki işte). Zaten kendisi de -yanlış hatırlamıyorsam Akustikhane'ye misafir olduğu zamandı- albümünün insanları neşelendirmesini beklemediğini, daha çok kendi kendine düşüncelere dalmasına yardım edeceğini umduğunu (ya da bunun gibi bir şeyler işte, cümleyi tam kuramadım) söylemişti. Yani sessiz, sakin zamanlarda dinlenecek bir albüm.

Akustikhane'nin 2. sezonunda konuk olana kadar kendisini sadece şarkı söyleyen tarafıyla tanımıştım. Akustikhane'deki söyleşiyi izleyince karakter olarak da baya hayranlık duyulacak bir insan olduğunu gördüm. Bir yandan kendi alanında (müzikte) ne kadar dolu, bilgili bir insan olduğunu görüyorsunuz, bir yandan da alçakgönüllü yorumlarıyla söyleşi kısımlarını dinlemekten de zevk alıyorsunuz (söyleşi kısımlarını tabii nete koymadıklarından youtube'da falan bulup paylaşmak çok mümkün değil. Artık program tekrarı olursa). Bu yazıyı yazıp kendisini tanıtma isteği duymama neden olan ise blogunda yazdığı bir yazısı: http://melisdanismend.blogspot.com/2012/02/tesekkur-ederim.html

Çok basit bir yazı aslında. Herhangi bir bilgi ya da haber veren bir şey değil; sadece kendisini takdir eden insanlara teşekkür etmiş. Fakat birazda bu nedenle, yazının yalınlığı ve samimiyeti dolayısıyla bir kez daha hayran bıraktı kendisine. Yaklaşık 1 hafta kadar önce Melis Danişmend'in bir konserini izlemeye fırsat bulamamış ve bir konserine gitmek isteyen insanlar için gerçekleştirmeye çalıştığı (ve fiyaskoyla sonuçlanan) internet konseri de aynı şekilde benim çok takdir ettiğim bir çalışmaydı. Bir yerlerde denk gelinince kaçırılmaması gereken ve yaptığı her türlü çalışma ilgiyi hak eden bir sanatçı olduğunu düşünüyorum. Evet.

1 yorum: